20121224

Talihsiz Aciklamalar - 44

Basbakan Erdogan Odtu deydi gecen hafta... Cin den atilan bir uydunun canli olarak havalanisi izledi. Her duyarli medeni insanin hakki olan protestolar ile karsilasti. Cismen kendi karsilasmadi cunku araya 2000 adet polis barikati kurmustu. Malum Basbakanimiz onun gibi dusunmeyen ve (utanmadan(!)) dile getirenleri dusman belledigi icin catismalar cikti. ogrencilerin uzerine Gaz bombalari ile ates edildi. Olaylarin ardindan belli ogrencilerin evleri basilarak 10 kisi goz altina alindi..

Peki ya bu konu ile ilgili Modern basbakanimiz nasil yorumlarda bulundu... soyle ki:

NTV deki soylesiden alinti:

Bizim oraya geleceğimizi duyan bir kısmı o üniversitenin öğrencileri, bazıları dışarıdan gelen terör gruplarının içinde dolan terör grupları sırtındaki çantalarda molotoftan tutun, taşlara kadar her şey var. ODTÜ'de şiddete dayalı protesto yapıldı. Bu tablo karşısında polisle çatışma başlıyor. Medyada Göktürk'ten çok bu öğrencilerin şiddete dayalı protestonun yankıları yer buldu. Kimse bunlar nasıl öğrenci demiyor. İlk defa uzaya uydu gönderiyorum. eğer sen kaliteli öğrenciler yetiştirdiysen yönetim biz bu heyecanı yaşamak istiyoruz. Hepsi toplanıyorlar lastik yakmak falan. Böyle bir protestoya  engel olamazmışız.

Kusura bakmayın biz de öğrencilik yaptık, taşla sopayla öğrencilik yapmadık. Biz hayırlı bir gençlik olarak yetiştik. Bu ülke yaşamadığını yaşarken bunu bir protesto olarak nitelendirmek ilimden pay almamış demektir Bu hocalar öğrencilerini böyle yetiştiriyorsa onlara yazıklar olsun, biz böyle bir hoca lazım değil. Sen bunu yapan ekibi, iktidarı kabul etmeyebilirsin ama işin aslını kabul edeceksin, takdir edeceksin.

Bu protestoluru şirin göstermek, polisi şiddet yanlısı göstermek, bu öğrencileri masum göstermek adil değildir Biz herkesin bizim gibi düşünmesini istemiyoruz, dayatmıyoruz. Herkesin düşünceleri, tarzları, yaşamları farklı olabilir. Bunu kabul ediyorum, herkesin yaşam fikrine saygılıyız.


Gunun Sesi - Beth Orthon - Conceived

20121221

Efsanevi Diyaloglar

20 Aralik 2012 den bir diyalog;

- Kiyamet ne zaman?
- Yarin



Bir baskasi;


- Ay cok tatli olmussun bu elbiseyle.. Seker kiz Candy mi?
- Ortacag fahisesiyim ben....

20121208

Talihsiz Aciklamalar - 43

AKP İstanbul Milletvekili Oktay Saral, dizinin (Muhtesem Yuzyil) yayından kaldırılması için kanun teklifi verdiğini anımsatarak,

 'Bu dizinin zaten biteceği yönünde bilgiler geldi kulağımıza. Başbakanımız bunu gündeme getirdi kanun teklifi vermedik. Uzun zamandır bu bizim gündemimizdeydi. Yani ben Başbakan söyledikten sonra bu çalışmayı yapmadım. Uzun zamandır bize gelen e postalar var. Seçim bölgelerimize gittiğimizde insanlar bize, 'bu diziler yüzünden çocuklarımızı tarihini, atasını tanımıyor' diyorlar. Genç bir çocuk kanuni böyle miydi ,allah belasını versin diyor. Buna inanıyor çocuk. Bunları bize aileler söylüyor ' ifadelerini kullandı.
 
Kaynak: birgun.net



Editor Notu: Ulke de onca ac issiz ve binlerce sorun varken bu mudur toplumuzu rahatsiz eden.. AKP hukumetinin 90'lardaki bozuk duzenden tek farki, onlarin adamlarini gondertip,hapse attirip, etkisiz hale getirip, kendi adamlarini yerlestirmis olmasidir.

20121205

Kulakliklarim ve kendi dunyam

Yurtdisinda yasamaya basladigimdan beri (daha yogun olarak Hollanda'ya tasindigimdan bu yana) kulagimda surekli bir muzik ve kendi sessiz dunyamda yasiyorum. Ne zaman tek basima disari ciksam surekli etrafimdaki konusmalari hayatin akisini gozardi ediyorum. Bisiklete binis hizimdan, yurume hizima herseyi dinledigim muziklerin ruh hali belirliyordu. Bugun kendimce marjinal bir karar ile bir sure yasadigim toplumun ritmine kendimi birakmaya karar verdim. Evden ize gelene kadar, kaldirimda yuruyen (cat pat anladigim) insan dedikodulari, park yerine girmek icin operator ile konusan soforleri, hala bitmeyen istasyon insaatinda yankilanan radyo sesini, sabahin 9 unda Delft zuid tan binip (belli ki turkiye'de gune giden kadin diye tanimlayacagimiz) Den haag yonune giden yasli kadin kafilesini duydum. Bir anda yasadigim ulkedeki sessizligi uzun suredir kacirdigimi fark ettim. Tabii bu beni ne yazik ki daha ciddi ((!) issel) konulara odaklanmama sebep oldu ama bir yandan da unutulmus bir duyguyu bulmusum hissini yasadim.


Turkiye'ye dondugumde 2. gunden itibaren hissettigim Kargasa - kavga ve gurultu hissiyatinin kokenine ulasmis gibi hissettim kendimi.

Tabii bu hissiyat ne kadar devam eder gorecegiz. Keza ulkenin kendisi ne kadar sessiz sakin ve duragan olsa da insanlari bir o kadar gurultucu ve yayagaraci... Deneyim sonuclarini tekrar sizlerle paylasirim..

20121203

Zen'e gider-i-ken aldi da bir yagmur

Sanirim 1999 ya da 2000 de Ankara'da Limon (adinda bir bar) da izlemistim ilk kez Zen'i. daha sonra Birkac kere de Baba Zula olarak dinleme sansim oldu ama O ilk deneyimim hala kulaklarimda... Inanilmaz siradisi bir muzikti. Simdi tekrar dinleyince fikrimin pek degismedigini belirtmeliyim...


20121122

Korkuyorum anne

Tam da isyerinde mesaiye kalmisken Gelen Kutuma soyle bir Mail Geldi...
Ben korkmayayim da kim korksun bu internetten...
Kaderin cilvesi mi bu?

20121108

Not: Verimlilik

Evde internetin kesik oldugu 4 saat doktoramin en verimli saatleriydi... Bir an, Doktora icin 4 yil cok uzun diye dusundum...

20121030

Talihsiz Aciklamalar 41

Ankara'da Cumhuriyet bayramini kutlamak isteyen insanlara yapilan polis mudahalesi ile ilgili AKP Genel baskan yardimcisi Huseyin Celik Soyle demis:



"Bürokratik cumhuriyet alışkanlıklarını terk etmek istemeyenler, Türkiye'nin bürokratik cumhuriyetten demokratik cumhuriyete geçişini hazmedemeyenler seslerini yükseltiyorlar"

20121016

Severim: Gundelik anlar

Trende tam da konduktor geldiginde inecegim  duraga gelmeyi.. Bilet almis olsan da olmasanda kartimi gostermeden inmenin verdigi bir zafer hazzini....

20120828

Dogru soz

“We are buried beneath the weight of information, which is being confused with knowledge; quantity is being confused with abundance and wealth with happiness.
We are monkeys with money and guns.”
 

Tom Waits

20120822

Talihsiz Aciklamalar - 39

Ak Parti Erzurum İl Teşkilatı’nın Palandöken’de düzenlediği bayramlaşma törenine katılan Aksak, Hakkâri Kırıkdağ köyü yakınlarında PKK’lı teröristler tarafından yola döşenen patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 2 uzman çavuşun şehit olduğunu hatırlatarak, şöyle dedi:



“Bunların hesabı çok ağır soruluyor. Sorulmaya devam edecektir. Hiçbir zaman yaptıkları yanlarına kalmayacaktır, kalmadı da bugüne kadar. Hepinizin bildiği gibi yakın tarihte 200’e yakın PKK’lı, bu kelimeyi kullanırken başka şeyler söylemek istiyorum ama bugün bayram, etkisiz hale getirildi. Aslında bunun karşılığı ‘Gebertildi’ olmalıydı. Yani bunlara, bunun hesabının çok ağır sorulması lazım. Erzurum’da dolaşıyoruz. Hiç kimse, hiçbir yerde Kürt kardeşimle PKK veya PKK yandaşını eşit tutma gibi bir lükse katılmasın. Kürt kardeşlerimizi bunlardan ayırıyoruz. Bunlar, baktığınız zaman ya satılmış beyinler ya Ermeni dönmesi çocukları ya da Suriye’den İran’dan ülkemize sızan alçaklardan başka bir şey değil.”

Kaynak: hurriyet.com.tr

20120816

Coolness graphed

Coolness graphed:
channeling your anger
Coolness Graphed is the new tumblr in town. Well, sort of. It's been going on since early this year. But worth a look for sure. Along the lines of Jessica Hagy's charts, Coolness Graphed charts only one thing: coolness.

Biz - bugunumuz

Tum duygularimizi normallestiriyoruz, paylasacagiz derken...

Hayatimizin en aci olaylari, en tatli gunleri, surekli guncellenen bir Twitter listesinde kaybolup gidiyor.

Tum insanligin 'Sus'up kendini dinlemeye ihtiyaci var..

Hissedebilecegimiz gunler adina...

Usta gitti

Musfik Kenteri Kaybettik.

20120814

Talihsiz aciklamalar - 38

Olimpiyatların kapanış töreninde John Lennon'ın 'Imagine' şarkısı çalınırken şarkının sözlerini canlı yayında çeviren spiker ilginç bir sansür örneğine imza attı. TRT spikeri, şarkıyı, "Hayal edin ki; hayal edin ki hiç sınır olmasın, aslında zor değil ki öldürmek veya ölmek olmasın, hayal edin bütün insanlar hayatını barış içinde yaşasın" diye çevirdi ve çok önemli bir bölümü atladı. Şarkının "No religion too" (Dinler de olmasın) kısmı spiker tarafından makaslandı.



Kaynakca: Cumhuriyet Portal


Editor notu: bence Bu sarki Olimpiyat marsi olmali...

20120813

33

Bir gun daha yakiniz... ama bugun ozellikle yaklasiyoruz .. herkes parmakla gosteriyor...


20120807

Talihsiz Aciklamalar - 37


İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin , “Ülkenin olağanüstü gündemi sadece çatışma alanı ile ilgili değildir, bu çatışma İstanbul 'da kalemle devam ediyor, İstanbul 'da kitapla devam ediyor. Geçimli'de atılan havan mermisiyle burada, Ankara 'da yazılan yazıların bir farkı yoktur” dedi.

Kaynak: radikal.com.tr

20120806

Talihsiz aciklamalar - 36

Karakolda bulunan Filistin askısı için "Emir versek kötü muameleyi önleriz ama o zaman da suç patlaması yaşanır" diyen Emniyet Müdür Yardımcısı, Vali oldu

20120803

Ozet

"Life is what happens to you
While you're busy making other plans"

20120605

20120604

Talihsiz Aciklamalar - 35

I. Melih Gokcek kurtaj mevzusunda demis ki;


"Efendim birisi zina yapmışsa, gayri meşru çocuğu doğursamıymış... Zina yaparken düşünsün onu. Korunsun...

Tecavüz edeni getir, cezasını ver. Karnındaki çocuğun suçu ne? Onu da devlet alır yetimhaneye koyar. Haberi bile olmaz çocuğun. Ama onun bir yaşama hakkı var. Siz cinayet işliyorsunuz....

Anası olacak kişinin hatasından dolayı çocuk niye suçu çekiyor. Anası kendisini öldürsün. Cinayet bu ya... Acılar olabilir, o acılar bu işi meşru hale getirmez. İstisnalar kaideyi bozmaz. Kimsenin kürtaj yapmaya yaptırmaya hakkı yok..."

Tek kelime ile terbiyesizlik.


Talihsiz aciklamalar 32-33-34

Sure gelen yeni sacmalik kurtaj konusunda. Iktidar partisi gercek yuzunu ortaya koydukca, durumun korkunclugu giderek aciga cikiyor. Dini bakis acisini ve geneksel gerekler sacmaliklarina gomulu bir politika guduyorlar. Daha once de bahsettigim Samast'in serbest kalmasini saglayacak hukuki hastaligi, ve bunun dayandigi cagdisi manteliteyi aynen surduruyorlar... Yetmez ama evet diyenlere duyrulur. Iste son 2 hafta sure gelen bazi acikli aciklamalar..

Oncelikle RTE gecen seneki Uludere katliami uzerine buyurdu:
"Her kürtaj bir Uludere'dir." Basli basina celiskiler iceren bu aciklama ile yetinmedi, konuyu carpitma insanlarin dikkatini Uludere'den saptirmak icin devam etti;

"Bazıları çıkıyor diyor ki, 'kürtaj yaptırmak bir haktır ' diyor. 'Kadın diyor isterse kürtajı yaptırır'. 'O onun kendi hakkıdır. Siz onun vücudunda müdahalede bulunamazsınız, tasarrufta bulanamazsınız'. Bırak intihar edene de müsaade et. Niye köprüden atlarken müdahale ediyorsun adama. Hakkını kullansın. Böyle saçmalık olur mu?"


TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Erdöl, bir soruya cevap veriyor:

- Ensest ve tecavüz halinde kadının durumu ne olacak?

-Yani, biri suç işledi. Peki suçun şahsiliği prensibi geçerli değil mi? 'Suçu işleyene verin cezayı, bana niye ceza veriyorsunuz?' diye ağzı olsa konuşsa, biz ne yanıt vereceğiz? Ben öyle bakıyorum olaya. Ama tabii ki bu konunun bir sorun alanı olduğunu kabul ediyorum, onları da konuşmak lazım. Birçok ülkede ensest ve tecavüz dediğimiz olayda kürtaja kısmi olarak, belli aya kadar toleranslı bakılıyor. Bizde de bu konuda herkesin görüşünü bildirmesi lazım. Tartışma zemininin mutlaka ve mutlaka en masum olan yavruyu, bebeği öldürerek bu sorunu çözmek gibi bir yola çıkmasını doğru bulmuyorum. Tecavüz sonucu da olsa canlanmış bir bebeğin burada suçu var mı? Ben, fetüs haklarından yanayım. İnsan haklarından yanayım. Yani bir bebek anne karnında canlandığı zaman o bebek, sadece o annenin değildir. 

(burada bebegi masum gorup de annenin durumunu hic sorgulamayacak kadar kor ya da tek tarafli yada bagnaz yada akilsiz olabileceklerine inanmak istemiyorum. Sanki anne taciz tecavuz durumunda hayatina aynen devam ediyormus, her tecavuzcu yakalniyormus yada her ensest taciz olayi cezalandiriliyormus gibi kadini (ve haklarini) bu olayin disinda tutup bebegin masumiyeti yalanina siginanlara yaziklar olsun.)

Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın, “Kürtaj bu ülkede 12 Eylül ihtilalinin ardından oldubittiye getirilerek serbest bırakılmıştır” dedi.

Bu sacmalik ve yobazlik sure dursun soyle iki video ile bitirelim...



Biraz daha yumusatmak adina....


sevgilerle,

20120503

Talihsiz Aciklamalar - 31

Sut kampanyasi ile ilgili olarak yuzlerce ogrenci zehirlendi. Olayin donemsel asiri sut rezervinin eritilmesi sebebiyle gerceklestigi aciklanmisti. Yillar oncesinde Cernobil sonrasi Karadenizde findik ve cay fazlasinin tuketilmesi icin okullarda bu urunler dagitilmisti. Radyasyonlu cay icen bakanlarimizdan alisik oldugumuz tavirlar bugunku 10 yillik "usta" hukumet tarafindan da devam ettiriliyor.

"Okul sütü projesi" kapsamında dağıtılan süt ile birçok öğrencinin zehirlenmesi uzerine, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç "Çocuklar ilk kez içtikleri için ya da aşırı doz nedeniyle rahatsızlanmış olabilir" dedi.

Gulsek mi aglasak mi, ciddiyetsizlige?

20120418

Talihsiz Aciklamalar - 30

Icisleri bakani Idris Naim Sahin Erzurum Aşkale'de 5 TEDAŞ işçisinin hayatını kaybettiği gölette incelemelerde bulundu ve buradan geçtiği Pasinler ilçesinde kendisini gördüğüne sevindiğini söyleyen vatandaştan takla atmasını ve oynamasını istedi






Zevzeklik civiklik ve saygisizlik bu kadar gun isigina cikmamisti. Gercekten cok acikli. Rezalet.

20120406

En uyusturucu Filmler

Simdi taze taze Enter the Void i izledim. Gercekten degisik zorlayici bir deneyimdi. Bir den kendimi Izledigim iyi Uyusturucu filmlerini siralamaya calisirken buldum. Hepsinde belli bir kafanin iyi olmasi, "Uyusturucu ne kotu birseydir" ya da "ben yonetmen olarak denedim, ortaya bu film cikti" durumu mevcut. Herhangi bir oncelik sirasi olmadan;

Enter the void
Gercekten cok zor bir o kadar uzun bir filmmis. Epilesiniz var ise 2. dk dan itibaren krizlere hazir olun. REsmen Beynimin genlestingini hissediyorum. Irreversible in yonetmeninden uyusturucu kullanimi, olum, dogum ve cinsellik uzerine bir film. Tum bunlarinda sonuna kadar zorlandigi bir film. Tartismasiz bir cigir acma girisimi var ve usta bir yonetmenlik, sinema ornegi bence. Gene de bir daha izlemem..
 





Drugstore Cowboy
Dvdsini bilmeden D&R in ucuzluk bolumunden almistim zamaninda. Bir issiz pazar gunu ogleden sonrasi da izlemistim. Kendimi gercekten hafif hisettirmisti. Ve de yeni birsey kesfetmenin evkini yasamistim. Klasik bir Gus Van Sant filmi.. http://youtu.be/I8JQ97NujE8







Trainspotting
Tabii ki Trainspotting olmazsa olmaz. Sinemada izledigimde Iste budur demistim. Dramatik yanini bir nevi sakaci bir tavirda ele aliyordu film. Danny Boyle ile ilk tanismamiz. Bence yaptigi en basarili film.





Unutulmaz sahnesi su oldu benim icin



Requiem for a dream
Olmazsa olmaz. Bir Aronofsky Klasigi. Aronofsky nin kendine ozgu bir karanlik dunyasi var. Bu da Uyusturucu ve akli dengesizlikler cok iyi uyusuyor.. Bu film tartismasiz en iyi ornek buna.  Ustune ustluk Kronos Quartet & Clint Mansell in unlu gergin muzigi ile tam bir atmosfer filmi.



http://youtu.be/la51PTBuAFI






Fear and Loathing in Las Vegas
Terry Gilliam Bence Zamanimizin en deliye yakin yaratici  ve ucuk yonetmnlerinden. Sanirim henuz begenmedigim filmi yok. Brasil den baslayarak her filmi ayri basyapit oldu. Bu film de farkli degil. Bir Kara Komedi. Benicio Del torro nun muhtesem oyunculugu mevcut. Johnny Deep de cabasi..









Leaving Las Vegas
Bir baska Las VEgas filmi. Hersey bir yana Cage in cok basarili oyunculugu

Big Lebowski
Bu filmi anlatmaya gerek yok... Izlemediyseniz yaziklar olsun... Neden mi iste bu yuzden (Lebowski uyusturucu etkisindeyken)





Pulp Fiction
Bir Cuma aksami gece 12 de baslayan bu filmi bilmeden TV de izlemeye basladim. NE bileyim bilmin 3 saat oldugunu. Ama gercekten gozumu kirpmadan izledigimi hatirliyorum.Daha sonradan Trantinon bu degismez tarzini biraz sikici bulsam da bu film tam bir efsane.




Gridlock'd
Ne zaman ve nasil oldu da bu film ile kesisti yollarimiz hatirlamiyorum ama izledigim en eglenceli filmlerden. Komedi ve dramanin cok tatli bir bileskesi. Ayni grupta calan 3 arkadastan Cookie Overdose olur ve Arkadslari onu tedavi ettirene kadar baslarina gelmeyen kalmaz. Mutlaka izlenmeli.











Dream with the fishes 
Intiharin esigindeki Terry sans eseri kendince bir felsefesi olan Uyusturucu bagimlisi Nick ile tanisir. Sonrasi Bir yolculuk hikayesi...









Apocalypse Now
Sadece bu tur de degil sanirim en favori filmler listemde ilk 3 te hep oldu. Genel olarak Vietnam savasi ve onun hastalikli ruh halini anlatsa da Bence Uyusturucu filmleri kategorisinde yer almasi gereken bir film. Filmin kendisi 3 saate yakin ama ozellikle Yonetmen ozel versiyonunu izlemenizi siddetle tavsiye ederim Bu da 216 dakikalik bir film demek oluyor. Kesinlikle Deger. Francis Ford Coppolla nin tartismasiz en iyi filmi








Vay be Liste tahminimden de uzunmus...

Gunun Tinisi - Faithful Man

Gunun Tinisi: Selah Sue - This World


Talihsiz Aciklamalar - 29

Şimdi CHP ne yapıyor? Sanki Sivas dosyası kapanmış gibi, sanki bu olayın üzeri örtülmüş gibi bir hava yayıyor. Bakın şurada göğsümü gere gere söylüyorum ha, açıkça... Sivas'ta benim önümü kesen çok kız kardeşlerimiz oldu, yani ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olanların kızları oldu. Hüngür hüngür ağlıyorlar ve babalarının olayların içerisinde olmadığını, sadece duyurularla bu işin içerisine sokuşturulduğunu söyleyen ve bunun için de hüngür hüngür ağlayanlar... Peki bunları nereye koyacaksın? Sen CHP Genel Başkanı olarak önüne tutuşturulmuş bir listeyle kalkıp hemen rahatlıkla infazcı yapıyorsun. Bu kadar insan, şu anda onlar içeride. Ölüyü yargılıyorlar, ölüyü. İkide bir yani orada bütün o mücadelede 'durun' diyen, engellemeye çalışan insanı sürekli olarak medya kurban seçti ve medyanın kurban seçtiği o insan şu anda ölü, hala yargılamaya devam ediyorlar. Böyle bir yaklaşım olur mu? 

Aynı şekilde, başta Alevi vatandaşlarımız olmak üzere içlerinde bu tahrike gelenler var. Bu tür tahriki hep birlikte engellememiz lazım. Asla galeyana gelmememiz lazım. Sayın Kılıçdaroğlu, değerli CHP'li arkadaşlarım, Allah aşkına soruyorum; Sivas olayı olduğunda iktidarda kim vardı? AK Parti mi vardı? DYP ve sizin geçmişiniz olan SHP koalisyon hükümeti vardı. Yani bugünün CHP'si o olaylar yaşandığında SHP adı altında iktidarın ortağıydı. Siz aslında oradaki suçun da ortağısınız. Merhum İnönü, Sivas olayları olduğunda başbakan yardımcısıydı. Sivas olaylarından sonra da hükümet ortağı olarak yıllarca hükümette bulunmaya devam ettiniz. 52'nci hükümette CHP ortaktı. 55'inci hükümette Merhum Ecevit hükümet ortağıydı. 56'ncı, 57'nci hükümetler DSP hükümetiydi. Sivas olayını çözmediler, çözemediler. Sivas olaylarının üzerine gitmediler, gidemediler. Şimdi çıkmış faturayı AK Parti'ye kesmeye çalışıyorlar. O zaman AK Parti diye bir parti de yok. Sen bir yandan çetelere kol kanat gereceksin, bir yandan çetelere avukatlık yapacaksın, sonra da çıkıp Sivas olaylarından dolayı AK Parti'yi suçlayacaksın...

20120327

Talihsiz Aciklamalar - 28

AK Parti Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar der ki:

"Gençlerimizi yetiştirmemiz lazım. Gençlerimize ;dinimizi, diyanetimizi, ilmi öretmemiz lazım. Bunu da siz değerli hocalarımız yapıyorsunuz. Hepinizden Allah razı olsun. Dindar bir gençlik, dindar bir nesilden kime zarar gelir? Vatana, memlekete, dinine, kendisine, ailesine faydası olur o şekilde yetişen bir gencin. Ateist, dinsiz bir gençten hiç kimseye fayda gelmez. Kendisine de ailesine de.

Şimdi bu hafta kafamızı gözümüzü de yarsalar, ;o bant aparatı atıyorlar ya, onu da yapsalar, bıçak da sallasalar, kurşun da atsalar ;inşallah 4+4+4 geçecek. ;İmam Hatiplerin de orta bölümü eskisi gibi tekrardan canlanacak. Biz bunun için mücadele ediyoruz. Allah bize bunu nasip edecek inşallah. "


Cok sukur ki: Egitim-sen cok yerinde bir yazili aciklama yapmis:
"Toplumu dindarlar, dinsizler, ateistler diye kamplara ayrıştırmak ve sadece bir mezhebin, bir inancın sözcülüğünü yapmak, devletin ve devleti yönetenlerin görevi değildir"

20120326

18 Yıl Önce - 3 Temmuz

Kaynak:Bianet.org
http://bianet.org/biamag/diger/131199-18-yil-once-gazetelerde-madimak

Katliamin ardindan Turke medyasi

3 Temmuz 1993 gazeteleri

Hürriyet: Sivas'ta 'Aziz Nesin' isyanı

"Olaylar nasıl gelişti" başlığı altında şöyle deniyordu. "Pir Sultan Abdal etkinlikleri için Sivas'a gelen Aziz Nesin'in 'Bin yılık Kur'an'a neden inanayım. Bu yüzden Müslüman değilim' şeklindeki sözleri yerel basında abartılı bir şekilde yayınlanınca kentte büyük bir tepki oluştu.
"İçişleri Bakanı: Olaylara heykel neden oldu" başlıklı haberde ise Gazioğlu'nun bir açıklaması aktarılıyordu: "İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu şöyle dedi: Bugün 13.30'da Cuma namazına müteakip kent merkezinde Pir Sultan Abdal törenleri ve açılışı yarın yapılacak Pir Sultan Abdal'a ait heykel sebebiyle halk galeyana gelmiş, maalesef hepimizin bildiği müessif olaylar meydana gelmiştir."

Sabah: Alevi-Sünni çatışması yok

Haber şöyle başlıyordu: "Pir Sultan Kültür ve Sanat etkinlikleri için Sivas'a gelen Aziz Nesin'in bir gün önce yaptığı konuşmada 'Kur'an'ın devri bitmiştir' demesi tahriklerin gerekçesi oldu. Cuma namazından çıkan bazı gruplar 'Kur'an'a uzanan eller kırılsın' diye slogan atıp yürüyüşe geçerek Vilayet önünde toplandılar."

Milliyet: Olay konuşma

Baş sayfadaki bir kutuda şöyle deniyordu: "Aziz Nesin olaylara yol açan bir gün önceki konuşmasında Türk milletinin yüzde altmışının aptal, tamamının da korkak olduğunu söylemişti."
Haberde Sivas Valisi Ahmet Karabilgin'in "Bunu yapanlar militandır. Sivas halkı katılmadı, desteklemedi." dediği belirtiliyor, haberin devamında ise, "Bakan Gazioğlu Sivas'a vardığında kent merkezine gitmek için uzun süre bekledi. Yetkililer yaklaşık yüz bin kişinin olaylara katıldığını belirttiler" deniyordu.

Türkiye : Aziz Nesin'in ''1400 yıl önce yazılan Kuran geçersizdir'' sözleri halkı galeyana getirdi... Sivas'ta fitne: 35 ölü"

Spot: Pir Sultan Abdal şenlikleri için gittiği Sivas'taki konuşmasında İslamiyet'e ağır hakaretler yağdıran Aziz Nesin'i binlerce kişi şiddetle protesto etti.
İHA'dan Ünsal Karabulut imzalı haberde şöyle deniyordu: "Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas'a gelen Aziz Nesin yaptığı konuşmadan İslamiyet'e hakaret edince Sivas karıştı. Olaylarda 35 kişi hayatını kaybederken 14'ü güvenlik görevlisi olmak üzere 60 kişi de yaralandı. Olaylara sebep olan Aziz Nesin güvenlik kuvvetleri tarafından bilinmeyen bir yere götürüldü."

Meydan: Aziz Nesin'in konuşması halkı galeyana getirdi; Sivas'ta ayaklanma: 40 ölü.

Meydan'ın haberinde ise şöyle deniyordu: "Yazar Aziz Nesin'in Pir Sultan Abdal kültür etkinliklerinde yaptığı konuşmada 'Ben dinsizim' demesinden sonra galeyana gelen on bin kişi kültür merkezini taşa tuttu ve Nesin'in kaldığı Madımak Oteli'ni ateşe verdi. Yanan otelde 40 kişi dumandan zehirlenerek ölürken çıkan olaylarda dördü polis 145 kişi yaralandı."

Özgür Gündem: Devlet gözetiminde katliam: 40 ölü

Haberde şöyle deniyordu: "Sivas'ta gerek gösterilerin başladığı sırada, gerekse gelişerek saldırı ve kundaklamaya dönüştüğü sırada devlet güçlerinin olaya gerekli ve yeterli müdahaleyi yapmadığı görüldü."
Cumhuriyet'teki köşesinde Hikmet Çetinkaya, "İrtica başkaldırdı" başlığını kullandı: "1993 Türkiyesi'nde aşırı dinciler Sivas'ta şeriat isteyip yazarların ve sanatçıların kaldıkları oteli yaktılar. Ölü sayısı 35 mi, yoksa daha fazla mı şimdilik bilinmiyor ama bilinen aşırı dinci örgütlerin Sivas'ta kanlı irtica eylemi yaptıklarıdır."

4 Temmuz gazeteleri

Sabah: Tahrik... İhmal... İşte Sivas gerçeği

Haber, "Sivas gerçeği" madde madde sayılarak başlıyordu. Birinci madde şöyleydi: "Rencide eden konuşma... Aziz Nesin'in Perşembe günü yaptığı dikkatsiz konuşma herkesi rencide etti. Hem Sünniler hem aleviler nesinin konuşmasını 'saygısızlık' diye algıladı. Çok kişi 'ne gerek vardı böyle bir konuşmaya' diyor."


Sabah'ta Mehmet Barlas köşesinde "Laikliği, kitlelerin öfkesine sürmeyelim!" başlıklı yazısında şöyle diyordu: Aydın olmak ve laik olmak inançlara saygısız olmak veya inanç sahiplerini küçümsemek değildir.
Gene Sabah'ta Cengiz Çandar ise "Sivas Faciası : Provokasyon ve Gaflet" başlıklı yazısında şöyle diyordu: "Devletin vurdumduymazlığı ve aczi "birey"in provokatörlüğü olgusunu ortadan kaldırmaz... 'Türk milletinin yüzde altmışından fazlasının aptal olduğu' kanaatini her yerde tekrarlayan Aziz Nesin'in bu saptamasında doğru bir husus var: Eğer seksenine dayanmış Aziz Nesin bunak değilse, Türk milletinin bir aptal ferdi."

Türkiye: Başbakan: Tahrik var

Spot: "Tansu Çiller, Sivas'ta 35 kişinin ölümüyle neticelenen olayların, Aziz Nesin'in tahrik edici konuşmasından kaynaklandığını söyledi."
Türkiye'de Sebahattin Önkibar'in "Politika Günlüğü" köşesinden:
Sivas olaylarının müsebbibi "Pir Sultan Abdal'ı anma" adı altında tahrik kıt'alarının bölgeye gelmesine izin veren yetkililer ile mukaddes kitabımıza dil uzatan yazar Aziz Nesin'dir... Yaptığı iş fikirlerini açıklamak değil tahrike vesile olacak şekilde kutsal değerlerimize taarruzdur.
Türkiye'de Yalçın Özer'in "Fesat ateşi yakanlara dikkat" başlıklı yazısından:
"Komedi yazarı Aziz Nesin, dün en rahat uykusunu uyumuş olmalıdır. Nihayet arzuları gerçekleşmiş, 35 kişinin ölümüyle sonuçlanan büyük bir olay çıkarmayı başarmıştır... Bu saldırı da Aziz Nesin'in niyetleri gibi karanlık bir yerlere dayanmakta ve kimin tezgâhı olduğu bilinmemektedir. Saldırı üzerine Aziz Nesin hemen bir açıklama yaptı ve irticanın son hızla ülkeye yayılmakta olduğunu söyleyip hükümeti kınadı. Aziz Nesin'in yakın dostları onun bu işlere "bilinçli olarak" yaptığını söylüyorlar. Galiba şu hedefi gütmektedir; Türkiye'deki sağı ve Müslümanları ayaklandırıp devletle karşı karşıya getirecektir... Böylece ülkedeki sağı tasfiye edecek sonuçta meydan sola kalmış olacaktır... Gizli istihbarat teşkilatlarına yakışacak bu ince planı Aziz Nesin tek başına gerçekleştirmeyi kafasına koymuştur."

Meydan: Vurun şu kafire!

Manşet üstü: RP'li başkan Aziz Nesin'e saldırdı
Spot: 35 kişinin ölümüyle sonuçlanan katliamdan canını zor kurtaran yazar Aziz Nesin, Sivas Belediye Başkanı tarafından halka linç ettirilmek istendi.

Tercüman: İyi ki Sivas'a gitmişim

Manşetin üstü: Aziz Nesin olaylardan üzüntü duymadığını ve kahraman olmayı hedeflediğini ortaya koydu
Tercüman başyazının başlığı: "Şeytan Aziz".
Yazıda şöyle deniyordu: "Askerin 'tayın bedeli'ni çalmak iddiası ve bu sebepten ordudan atıla ile başlayan hayat macerasına kanlı bir olayla noktalama histerisine kapılan Aziz Nesin hafızasını yitirmiş olmalı ki akıl almaz görüş ve düşünceler öne sürerek Türk toplumunu manevi anlamda yaralayabilme gayreti içinde çırpınıp durmaktadır."
Tercüman'da Nazlı Ilıcak, "Müslümanlığa Sövmek, Laiklik ve Çiller İmajı" başlıklı yazısında şöyle diyordu:
"Müslümanlığa sövmek herhalde fikir hürriyetinin kapsamı içinde alınamaz. Aziz Nesin bir süredir belki de enteresan olabilme gayretiyle "sıra dışı" konuşmalar yapıyor halbuki mizah yazarı olarak kalsaydı, toplumumuz nezdinde şüphesiz daha saygı değer bir konumda bulunacaktı..."
"Halkı rencide eden insanın inanç dünyasını sarsan beyanlar son derece sakıncalıdır. İnançlar münakaşa edilmez çünkü mantık dünyasından ziyade his alemiyle ilgilidir. Nesin Allah'a inanmayabilir ama eğer karşısındakini tahrik etme gibi bir amacı yoksa niçin bunun üzerine basa basa ifade ediyor..."
"Milli ve manevi değerleri yıkma çabasını hoş karşılamıyoruz. Eğer Aziz Nesin gibiler Türkiye'de çoğunlukta olsaydı bizler köksüz, inançsız, kendine güvenmeyen bir toplum olurduk..."
"Olayın abartılarak batı basınına yansıyacağına eminiz. Sivas'taki katliamın münferit ve kendine özgü şartlar içinde geliştiği unutularak köktenci akımlarda bir tırmanış olarak gösterilmesi de mümkündür..."

20120323

Dokunulmazlar Kralligi

Valiliklere genelge gönderen İçişleri Bakanlığı, milletvekillerine trafik cezası kesilmemesini istedi.

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, 5 Mart’ta Jandarma Genel Komutanlığı ve Valiliklere genelge gönderdi.

Habertürk gazetesinin haberine göre; İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, genelgede Anayasa’nın milletvekili dokunulmazlığını düzenleyen maddesini hatırlattı.

Genelgede “Suç işlediği öne sürülen bir milletvekilinin Meclis kararı olmadıkça tutuklanamayacağı, sorgulanamayacağı ve yargılanamayacağı, ancak ağır cezalık suçüstü durumlarında bunun geçerli olmayacağı, bu durumda da Meclis’e hemen bilgi verilmesi gerektiği” belirtildi.

Genelgede, milletvekilleri hakkında düzenlenen trafik cezalarına yapılan itirazlar sonucunda mahkemelerin “yasama dokunulmazlığı nedeniyle milletvekilleri hakkında işlem yapılamayacağı, düzenlenen tutanakların hukuka aykırı olduğu, bu nedenle kaldırılmaları gerektiği” yolunda karar verdiği bildirildi.

Bu nedenle vekiller hakkındaki işlemlerin “Trafik Kural İhlali Tespit Tutanağı” ile Valiliklere gönderilmesi istendi.

Bakan İdris Naim Şahin, genelgedeki hususların tümtrafik personeline tebliğ edilmesini ve herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesini de istedi.

Milletvekillerinin trafik cezalarına ilişkin başvuru üzerine Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, kişisel olarak tersini düşündüğü notunu düşerek “Kabahatlar Kanunu” kapsamında hukuken “suç” sayıldığı için trafik cezalarının da dokunulmazlık kapsamında olduğu yolunda görüş bildirdi.

Geçen dönem MHP’li Beytullah Asil aşırı hızdan ceza kesilince “bazen güvenlik, bazende trafiğin akış hızı nedeniyle ” hız yaptığını belirterek milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle ceza verilemeyeceğini savundu.

Ankara 8. Sulh Ceza Mahkemesi de itirazı yerinde buldu. 20 Aralık 2011’de yasak yere park eden AK Parti Milletvekili Ali Aydınlıoğlu’ya kesilen 66 liralık trafik cezası da dokunulmazlık kapsamında sayıldı.

2010’da CHP’li Anadol’un dokunulmazlık zırhına takılan ceza ise “kırmızı ışık ihlali”ni içeriyordu.

Kaynak: gazetevatan.com.tr

20120316

not

Tandem bisiklete yalniz binen insanin huznunu gordum bugun..


20120314

20120313

Talihsiz Aciklamalar - 26

Başbakan Erdoğan, grup toplantısının çıkışında gazetecilerin Sivas Davası'nın zaman aşımından düşmesiyle ilgili sorularını yanıtladı. Erdoğan, '

'Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun. Zaten onlar da söylüyorlar... Yıllar yılı içeride olan vatandaş, içlerinde kaçak olanlar vardı. Bilemiyorum tabii onlar da var...'' 

dedi.

Sivas ve Hrant

Turkiyenin yakin tarihi pek cok utanc ile dolu. Dink cinayeti ve sivas katliami bunlarin baslicalari, en yuz kizartanlari. Su ya da bu, gecmisteki ya da bugunku hukumetler olsun, bu karanlik olaylarda rol aldi ve almaya devam ediyor. Simdi takipsizlik ve delil yetersizligine bir de zaman asimi sinirlandirmalari getiriliyor. Aydinlik icin ustune gidecegimiz davalarin ustunu ortuyorlar.

Ne kadar gozlerimizi kapatsak, gormezden gelsek de bu yaralar kanamaya devam edecekler.

20120307

Acaba

nice kilic ustadinin en mutsuz ani tufegin ilk kullanildigi gundur.

Talihsiz Aciklamalar - 25

MHP Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen, ”Behzat Ç. adlı diziyle Türk ailesinin temeline dinamit konuluyor. Bu dizide biri savcı ile diğeri emniyet görevlisi evlenmeden, nikahsız birlikte yaşıyorlar. Emniyet görevlisi rolü gereğe savcı rolündeki bayana çok sert davranıyor. Bununla ilgili bir girişiminiz oldu mu?” sorusunu yöneltti.

Bakan Şahin, bu soruyu yanıtlarken, 
”Kadını ikincil hale getiren ve şiddeti özendirici dizilerden bir anne olarak ben de rahatsızım. Toplum hem şikayet ediyor hem izliyor. Ya da şikayet mekanizmasını güçlendirmek gerekiyor. Sivil inisiyatif güçlendirilirse bu tarz dizilerin yayından kaldırılmasına yönelik bir baskı mekanizması kurulabilir. Bu alanlarda daha toplumsal duyarlılığı artıracak çalışmaların güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

20120222

Talihsiz aciklamalar - 24

ERZURUM’da Yakutiye Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen ’Huzur toplantısı’na katılan Dumlupınar İlköğretim Okulu Müdürü Mustafa Aydın


"Çocuklar bir defa genellikle hırsız. Bunun yanında çocuklara devamlı ’Anneniz yoğurt mayalıyor mu’ diye sorarım. ’Evet mayalıyor’ diyorlar. Bir kere yoğurt bozuksa, mayası bozuktur. Aile ne ise, çocuğu odur. Bulunduğum çevreyi sokak sokak dolaştım. O kadar kullanılmayan ev var ki. Çocuklar köpek bakıyor. Orada soba yakmış oturuyorlar. Yetkililere eski ve boş evlerin yıkılmasını söyledim. Analar ne kadar kültürlü olursa yetişecek nesil o kadar kültürlüdür. İngiltere’de okullarda şiddetin dozunu ayarlamak için bir takım tartışmalar yapılıyor. Arjantin ya da Brezilya’da emniyette, suçlu çocuklara ’Nasıl bir şiddet uygulayalım’ diye tartışılıyor. Ben bunu bizzat okudum, kafadan atmıyorum. En önemli tespitim, suça meyilli çocukların yüzde 90’ının ailelerinin geçimi sosyal yardımlaşma vakfı tarafından karşılanıyor. Yıllar önce Breziyla’da sokak çocuklarını yok etmek için bir örgüt kurulmuştu. Kusura bakmayın, belki biraz anormal gelebilir ama ben şunu istiyorum: Tıp bu kadar gelişti yüz nakli yapılıyor. Emniyette suçluların kanını alıp gen haritası çıkarsınlar. Çocuk doğduktan sonra analizi yapılsın. Vatana, millete, bu ülkeye zararlıysa yürümeden yok edilsin."

dedi.

kaynak: vatangazete.com.tr

20120213

"Su Catlagini buldu"

Katletdigimiz onca aydinimizin anisina; Kardesce yasayabilmek umidi ile..

20120209

Gunun tinisi - Muse



20120208

Tarihe not

Genel-gecer dogrulari ve ilkeleri sadece 'belirli' yanlislarin kaldirilmasi ozelinde dile getirenler, "tarihin iki yuzluleri" sifatini almaktan kacamayacaklar.
"Demagoji; halkın isteklerine, önyargılarına ve korkularına dayalı olarak yapılan siyaset ve destek arayışıdır. Yunanca demos (halk) ve agogos (liderlik yapmak) kelimelerinin birleşiminden türemiştir. Genellikle üstün bir hitabet ve propaganda yeteneği gerektirir. Çoğunlukla dindarlık, milliyetçilik gibi popüler kavramları kullanarak ve bunlara bağlılığı sömürerek yapılır. Demagoji yapan kişiye "demagog" denir.
Demagojinin kökenleri antik Yunan ve Roma medeniyetlerine dayanır."
Artik siyaset gundelik'e karisti, nufuzetti. Siyasetin dogasinda olan iktidar mucadelesi ve yapis yapis pisligi, hayatimizin her kesimdeki iliskilerimize yansiyor.Teker teker ve toplum olarak curuyoruz. Bilimsellikten uzaklastikca tartisamaz, tartisamadikca kavgaci oluyoruz.
"Kendi başına meşruiyet kazanamayacak olan ve bu sebeple bilim gibi tavır takınarak kendisine meşruiyet kazandırmaya çalışan herhangi bir yerleşmiş bilgi bütünü bilim olarak kabul edilmez; bunlara genellikle sınır-bilim (fringe science) veya alternatif bilim denmektedir. Bunların en büyük eksikliği, doğal bilimlerde olduğu gibi bilimlerin gelişimine katkıda bulunan, dikkatlice kontrol edilen ve etraflıca incelenip, yorumlanan deneylerden yoksun olmalarıdır. Bir başka terim de çöp bilimdir. Çöp bilim (junk science), aslında meşru, doğru sayılabilecek çeşitli bilimsel teori ve verilerin, yanlış bir şekilde veya hataen karşıt bir tarafı, tutumu savunma amaçlı kullanımıdır. Terimin kullanımında genellikle ideolojik veya siyasî önyargı ve etkenler de söz konusudur. Ticari reklamların çok çeşitli bir kısmı da bu kategoriye düşmektedir. Son olarak, bu terimlerden ayrı ve farklı olarak, bilimsel fikirlerin iyi niyetli olsa da yanlış, eskimiş, eksik veya fazlasıyla basitleştirilmiş teşhirleri ve tezahürlerine de rastlanılabilir."
Daha iyi, diye birsey yok. Varsa bile, buna ulasmak icin tek bir cozum(um) yok. Bu durum tespitinden ibarettir
 
Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Bilimsel

Talihsiz Aciklamalar - 23

Wilders in liderligindeki, Hollanda PVV partisi irkci tavirlariyla hep gundemdeydi. Belli ki bunun populizm i devam ediyor. Simdi de Orta ve dogu avrupa kokenli gocmenleri istemediklerini belirten bir web sitesi kurdular. "Isinizi bir dogu avrupaliya mi kaptirdiniz? hemen bize yazin. Geri donseler iyi olmaz mi?"


konuyla ilgili haber de:


Fasizm in ve ayrimciligin ne dini en ulkesi var. Kagit ustunde modern ve gelismis olan ulkelerde de, dini koken, etnik koken ve ayrimcilik suregeliyor. Benim hissim o ki bu aslinda hic bitmemis, azalmamis. Sanki bize uzak gibi gorunen yakin tarihimizdeki soykirimlar guc kavgalari ve siddet degisik formalarda devam ediyor. Goz onunde ya da kapali kapilar ardinda.

Insanlik cok yol aldigini sana dursun. Degisen cok birsey yok temelde.

20120207

Talihsiz Aciklamalar - 22

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin BDP'yi hedef alan konuşmasında, "Biz değerlerimizden sapmamalıyız, duygularımızda ayrışmaya gitmemeliyiz. Gidiliyor mu, gitmek isteyenler var mı? Var bir takım beyinsizler var" dedi. Şahin özgürlükler kısıtlanıyor eleştirisine ise "Birilerine ne oluyor acaba? Sıkıntı nedir? Özgürlük... Hangi özgürlükten bahsediyorsun. O zaman tutuklanınca da şikayet etme. Özgürlük yoksa dışarda, farkı yok içerinin demek ki. Niye şikayet ediyorsun, demek ki var dışarda özgürlük" şeklinde yanıt verdi.

20120126

Hello


Hello from ant1mat3rie on Vimeo.

Turkiye ve insan haklari

Hepimizin yakindan sahit oldugu, ozgurluklerin kisitlandigi (fiilen yada dolayli dikteler ile) bir donemden geciyoruz. Yasim cok elvermez ama okudugum bildigim yasadigim kadari ile 1980 lerin basindan bu yana belli basli insan haklarinin (dusunme, etkin veya fikir kokeninde ayrimcilik, politik bozukluklar vs vs) cesitli seviyelerde ihlal edildigi bir ulkemiz var. Her ne kadar bugun ku hukumet de en basinda digerlerinden kendini ozgurluklere gosterecegi ozen ile pazarlamis olsa da (keza kendilerinin maruz kaldigi ayrimcilik ve onyargilarin hedefi olaran) gecen 10 yil bize tek birsey gosterdi. Duzen degismedi yonetenler degisti. Kendilerinden olanlari ayiklayip olmayanlari ellerinin tersi ile ittiler bastirdilar. Yargiladiklarini iddia ettikleri askeri baski duzeni gibi kendileri de degisik tanimlar ile bolunme ve ayrismaya sebep oldular.
Butun bu olaylarin kaba bir gostergesi 90larin sondan beri oldugu uzere (ozellikle etnik ayrimcilik dosyalari ile) Avrupa insan haklari mahkemesinde acilan dava sayisi ve bu kurumun yayinladigi raporlar oldu. 2011'de hapisaneleri doldurup tasan dusunce suclulari sonuclanmayan faili mechul cinayetler ve medya temizlikleri ile turkiye nin karnesi iyiye gitmedi. Iste 2011 raporundan birkac alinti.




goruldugu uzere Turkiye ozellikle
  • Tutuklama ve yargi surelerinin uzunlugu
  • Insanlik disi ya da kucuk dusurucu muamele
  • Yeterli Arastirma inceleme eksikligi
  • Ozel yasam mharemiyeti ve kisisel ozgurlukler
  • Kisisel haklarin korunmasi
  • Hukukun sonuclandirilamamasi
basliklarindan sinifta kaldi. 2012 nin daha umut veren ozgurluklere saygi gosterilen bir yil olmasi dilegiyle.