Mahfi Egilmez'in 19-07-2011 yazisindan bir alinti. Ruyadan uyanmak adina...
1980’li yıllarda Türkiye ekonomisi bir yandan hızlı büyümeye, bir yandan da enflasyonu denetlemeye çalışıyordu. Başbakan Özal, her zaman büyümeden yana tavır koyardı. Her yılbaşında hükümet “Birincil önceliğimiz enflasyonu düşürmektir” açıklamasını yapar, sonra büyüme gelir, önceliği kapar giderdi. Hükümetin önceliğini hatırlatmaya kalksanız Özal güler, “Büyüme iyidir, enflasyona sonra bakarız” derdi. Bugünkü Türkiye’nin dünkünden tek farkı, büyümenin kamu kesimi ve bütçe açığı kökenli olması yerine özel kesim ve cari açık kökenli olmasıdır. Bu farklılığa bakıp da büyümenin büyüsünün zayıfladığını düşünmek doğru değildir.
Büyüye kapılmak bazen sancılı sonuçlar getirebilir. Büyüye kapıldığınızda bazen gerçekleri gözden kaçırmaya başlarsınız. Sonra o kapıldığınız büyüden çıktığınızda bir de bakarsınız ki bazı işler ters gidiyor ve sizin onları tekrar düzeltmeye zamanınız kalmamış.
Bazi albumler vardir, Mp3 ve ipod un hayatimiza soktugu Shuffle-rastgele simarikligina uymaz. Diyebilirsiniz ki hicbir album oyle degildir. Haksiz diyemem. En azindan dinlenmeye deger hicbir album oyle degil aslinda. Eski turk filmlerinde temizlikci kadinlarin evde ses olsun diye radyoyu acmasi gibi bi ton sarkiyi listeye atip caliyoruz. (en azindan ben oyle yapiyorum cogu zaman) Internet ve erisim doyumsuzlugumuz ve tukentim durtumuzu olabildigine korukluyoruz aslinda... Muzik dinlemek degil aslinda yaptigimiz. Bir seyler yaparken kulaga tanidik seyler calinmasi gibi. Iste gene de bazi albumler var ki bunu ypamak mumkun degil... Mesela atiyorum Shuffle=rastgele den su sarki cikti
- Breathe in the Air - Hic hesapta yokken otur dinle simdi Dark Side of the Moon albumunu.. olacak sey mi.?
- Boomerang - Ayrilmaz bir 4lu sarki (Aziza Mustafa Zadeh'in) dance of Fire nin muthis acilis suiti.. Shuffle ile olmaz
- Misplaced Childhood - Marillion un muthis album acilisi...
- Operation Mind Crime - Queensryche her zaman dinlemek kolay degil ama album acilisina denk geldin mi, tamamini dinlemeden durmak cok zor...
3 gun once askerlere yapilan saldiri cenazesine gitmedemeyen Erdogan, Dink i oldurten devletin basi, Cemaatinden bir cenazeye kosarak gitti. Bir tek o da degil. tam kadro. Devlet erki tarafini, taraftar medyasinin pesinden kostu. Hopa da olen ogretmene basin sagolsun diyemeyen baskan, Yeni Safak'in eski baskani islami kurumlara "yardim" da bulunan Ensar Vakfi baskanini cenazesinden on siradaydi.
Sevenlerine Sabir ve bas sagligi.... Bu iki yuzlu devlete maruz kalan halka binbir sabir, sevgiler.
3-4 gun kadar once "Live from the Basement" Serisi dahilinde Canli bir kayitlarini Blog'larinda paylasmislardi. Buyuk patronlar Youtube'taki bu videonun "haklarina sahip cikarak" videoya erisimi engellemisti. Ama tabii ki yeni albumlerini internet uzerinden ucretsiz olarak dagitan Yaramaz cocuklar, Radiohead i yildiramadi bu. Uzun suredir tum muzik piyasasinin para kazanma anlayisinin degismesi gerektigini savunan, ve son iki albumunu internette bedavaya paylasan grup, HD kalitesindeki video yu bir baska Video paylasim sitesinde yayinladi. Bununla da kalmayarak Video dosyasinin Torrentini de dinleyicileriyle paylasti.
Gencligimin efsane grubu Dream theater, o gunlerde ne kadar da yenilikci ve baska gelirdi kulagima. Kendimizi tam anlamiyla metalci saydigimiz gunlerde (12 ile 19 yas arasi) Dream theater dinlemek 'cool' (havali) bile sayiliyordu. Oysaki iste insan birazcik olgunlasinca (yaslandik demeye korkuyorum hala, olgun daha 'cool') muziklerin de canlilar gibi atalarindan nasil evrimlestigini ogreniyor... Megersem Dream theater 1990 larin Yes'iymis.. hey gidi hey..
Cehaletimiz gene de heyecan doluydu..
Ikisi de pek sevdigim sarkilar buarada. yanlislik olmasin aman diyeyim..
Salih Kapusuz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na gönderdiği mektupta, gazetecilerin CHP milletvekilleri Gürsel Tekin, İlhan Cihaner ve Sinan Aygün'ün tutuklanma riski bulunduğunu belirterek, değerlendirme istemesi üzerine, yaptığı açıklamanın dedikodu marifetiyle çarptırıldığını bildirdi.
Biz tükürdüğümüzü yalamayız, çünkü bugüne kadar kimsenin arkasında yüzüne söyleyemeyeceğimiz bir sözü söylemedik. Ancak hakkımızda iftira üreten ve iftirasından vazgeçme erdemini göstermeyenlerin yüzüne tükürmesini de biliriz.
En sevdigim en kendimi gelistirmek istedigim konulardan biri bu. Sokak fotografciligi. saatlerce suren yuruyuslar sonunda 2-3 kareyi gorme heyecani ile bilgisayarimizn basina gecmek falan. Bu sebeptendir ki pek cok sokak fotografcisinin sitesini blogunu vs takip ediyorum. Son bir kac post umun aksine, fotograf paylasim siteleri sagolsun.
ama yok bi yanilgi var. bazi insanlarda sokak fotografini, sokakta cekilmis fotograf ile karistiriyor.
Ince bir ayrinti olsa gerek arada. Bir de, sanirim dunyayi kendilerinden ibaret gorenler, haydi biraz yumusatalim, kendi algilari ve cevrelerinden ibaret diyelim, buyuk yanilgilarla ellerindeki her fotografi YUCE internete yukluyorlar. Ben ki kendimi Internetten gelen bilgileri filtreleme konusunda basarili gorurum, bazen bu sacma sapan insanlara maruz kalmaktan sikilip bir hisimla laptopumu kapatiyorum.